1991 yılında kurulan Kredi Garanti Fonu,26 yıllık bir kurum olarak KOBİ’lerin yanında yer almayı hedefleyen bir yapıda faaliyetlerini sürdürmektedir. Kefalet kurumlarının ilk örnekleri 1929 yılında ABD’de, 2,dünya savaşı sonrası Kıta Avrupa’sı ve özellikle Almanya’da, daha sonraki yıllarda da Güney Kore’de faaliyetlerine başlamış ve Dünyada bir çok örneği bulunmaktadır. ABD’de, 1929 ekonomik buhranı sonrasında; girişimcilerin desteklenmesi, sermaye yetersizliği nedeni ile yatırıma dönüşemeyen projelerin gerçekleştirilmesi ve sonuç olarak da ekonomiye canlılık/istihdam arttırıcı veriler katması hedeflenmiştir.
Kefalet kurumları bankalardan KOBİ’ler tarafından kullanılacak kredilere ya da ekonomiye hibe, çeşitli destekler sağlayan kamu kurumlarından sağlanacak fonlara kefil olarak sürece katkı sağlamaktadırlar. Bu konuda G.Kore’de kefalet kurumları başarılı çalışmaları ile bankacılık sektöründe önemli bir paya sahiptirler.
Ülkemizde ise Kredi Garanti Fonu 1991 yılında kurulmasından itibaren; hem ortaklık olarak hem de pazar payı olarak büyüme trendine girmiştir. Ancak bu trendin özellikle 2007 yılından sonra yapılan değişiklik ile hızlandığı ve son iki yılda da yapılan düzenlemeler ile de kefalet verilmesi sürecinin hızlandığı görülmektedir. Kredi Garanti Fonu bu süreçte Türkiye Çapında şubeler açarak, çeşitli kamu kurumları ile ortaklaşa projeler üreterek yaklaşık 50.000 civarında KOBİ’ nin de yaklaşık 20 milyar TL lik fon ihtiyaçlarının karşılanmasına aracı olmuştur. Özellikle KOSGEB, TÜBİTAK, TTGV gibi kurumların yanı sıra, EXİMBANK ve KGF’ye bu süreçte ortak olan 20 banka ile KOSGEB,TOSYÖV ve TOBB ile birlikte güçlü bir ortaklık yapısı, ekonomik ve potansiyel Pazar payına da sahip olmuştur. Halen 38 şubesi ile hizmet vermektedir.
Yüksek büyüme hızının konjonktür açısından yavaşlaması, sadece ülkemizde değil, dünya ekonomisinde yaşanan ekonomik daralma, ülkemizdeki firmalarımızı da etkilemiştir ve etkilemektedir.
Diğer taraftan bankalarımız verdikleri kredilerin tahsilatlarında sorunlar yaşamakta ve problemli kredi oranları yükselmektedir. Bankalarımız, faaliyet hacimlerini koruyabilmek adına yeni kredi vermek zorundadır. Ancak böylesi bir dönemde, bir taraftan kredi hacimlerinin muhafaza edilebilmesi için kredi verme gerekliliği, diğer taraftan da verilen kredilerde artan risk önemli bir ikilem oluşturmaktadır.
Kredi Garanti Fonu (KGF) üzerinden sağlanan destekler bu açıdan büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda 2009 yılında Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesince KGF – Hazine Müsteşarlığı ile yapılan protokol ile KGF öz kaynakları dışında devletin sağladığı olanaklar ile Hazine kaynaklı kefalet verme süreci de başlamıştır.
Söz konusu süreç yıllar itibarı ile günün ekonomik ve Pazar koşullarına göre revize edilerek, kefalet sürecinin daha etkin olarak KOBİ’ler tarafından Bankalar aracılığı ile kullanması sağlanmıştır.
Bunun yanı sıra Kredi Garanti Fonu da Bankaların değerlendirme sürecini esas alarak, Rating Sistemi ve Portföy Garanti Sistemini de oluşturmuştur.
27/02/2017 tarihinde; 2017/9969 karar sayılı Bakanlar Kurulu kararına göre de Kefalet Kurumları ile ilgili “24/02/2017 tarihli ve 6020 sayılı Hazine Müsteşarlığı’nın yazısına üzerine, 28/03/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kanunun geçici 20.maddesine göre Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar” yürürlüğe girmiştir.
Buna göre uygulama ile ilgili genel çerçevede ki değişiklikler şu şekilde özetlenebilir.
- İhracat Kredileri için %100 kefalet ile banka kaynaklı olarak da sağlanabilecektir.
Önceden sadece Eximbank kredileri için doğrudan KGF ye başvuran firmalar %100 kefaletten yararlanabilirken, artık banka kaynaklı ihracat krediler de % 100 kaynaklı olarak ihracat kredisine kefalet ile ulaşabilecektir.
- KOBİ dışındaki tüm firmalara da kefalet verilecektir.
KOBİ kriterlerine göre belirlenen KOBİ olmak şartı kaldırılarak, KOBİ olmayan firmalarda artık KGF kefaletinden yararlanabileceklerdir.
- Kefalet Komisyonu peşin olarak %0,03 olarak revize edilmiştir.
Firmalar yararlandıkları kefalet nedeni ile projeye göre kredi süreci boyunca her yıl peşin olarak %0,3 – 2 arasında komisyon ödemekteydiler. Buna göre komisyon artık peşin ancak bir kereliğine ve on binde 3 olarak firma tarafından verilecektir.
- Yatırım kredileri 10 yıl vadeli ve 3 yıla kadar ödemesiz dönemli olabilir.
7 yıl vadeli ve 2 yıl ödemesiz dönemli yatırım kredilerinin, yatırımı teşvik etmek amacıyla kredi vadesi 10 yıla ve ödemesiz dönemi de işletme sermayesi açısından önemli olması nedeni ile 3 yıla çıkarılması kararlaştırılmıştır.
- Kefalet oranı da KOBİ’ler için %90 ve KOBİ dışı firmalar için de %85 ‘e çıkarılmıştır.
Firmaların KOBİ olması durumunda %85, KOBİ dışı ise %75 olan kefalet oranı, ekonomik konjonktürdeki durgunluğun canlandırılması amacıyla KOBİ’de % 90 ve KOBİ dışında ise % 85 olarak belirlenmiştir.
- KOBİ firmalarında kefalet limiti 12.000.000.-TL, KOBİ dışı firmalarda ise 200.000.000.TLye kadar çıkarılmıştır.
Bu çerçevede kefalet limitleri çeşitli projelere göre 2.000.000.—4.500.000.- TL ile 1.000.000.-45.000.000.- USD iken günün gelişen ekonomik koşullarına göre KOBİ firmalarında 12.000.000.TL KOBİ dışı firmalarında ise 200.000.000.-TL ye kefalet limitleri çıkarılmıştır:
- Yararlanıcı firmaların 21/07/1953 tarihli 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında Vergi Dairesine ve 31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu vadesi geçmiş borcunun olmaması hususu değiştirilerek, kefalet sağlanan krediden borcun kredinin % 20 sini aşmaması şartıyla öncelikli olarak ödenmesi şartıyla kefalet verilebileceği şeklinde değiştirilmiştir.
Bu konuda önceden; Yararlanıcı firmaların 21/07/1953 tarihli 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi kapsamında Vergi Dairesine ve 31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu vadesi geçmiş borcunun olmaması veya söz konusu borcun yapılandırılmış olması ve yapılandırılmanın bozulmamış olması gerekmekteydi. Ancak daralan piyasa koşullarında hem Vergi ve SGK alacaklarının tahsiline de fayda sağlayacak hem de yararlanıcının kaynağa ulaşmasına yardımcı olacaktır.
- Halk Bankası aracılığı ile Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kooperatifleri ya da doğrudan esnaf ve sanatkarlara yönelik kredi çalışmaları için kefalet kapsamında Hazine Kaynağından 25.000.000.-TLlik fon ayrılmasının çerçevesi belirlenmiştir.
Buna göre 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar tarafından yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında T.Halk Bankası A.Ş. tarafından esnaf ve sanatkarlara kredi kullandırılması hakkında Bakanlar Kurulu Kararınca % 100 e kadar kefalet verilmesi kararlaştırılmıştır. Bu konuda henüz netleşmemekle birlikte T.Halk Bankası A.Ş. tarafından da kefalet kurumu kurulması çalışmaları sürmektedir. Benzer bir çalışmanın da T.C.Ziraat Bankası’nda olduğu da netleşmemekle birlikte düşünce bazındadır.
- Hazine Kaynağının toplam kefalet tutarının % 80 ni PGS, Topam Kefalet Tutarının % 70’i ise KOBİ tanımına uygun yararlanıcılardan olması belirlenmiştir.
Böylece Hazine Müsteşarlığı’ndan sağlanan kaynağın KOBİ’ler tarafından kullanılması konusunda önemli kıstaslar belirlenmiş olup, kaynağın optimal dağıtılmasına çalışılmıştır.
Bankalar bu destek sayesinde, bir taraftan KGF garantisi ile mevcut müşterilerindeki teminat yapılarını güçlendirirken, diğer taraftan güçlü bir teminat ile ilave kredi verebilme imkânına sahip olmuştur. Böylece Bankalar KGF kefalet sistemi ile de öz varlık oranlarında önemli bir katkı da sağlamış olmaktadırlar.
Bununla birlikte piyasada oluşan beklentinin aksine;
1) Hukuki koruma kalkanı (iflas erteleme, konkordato) almış olmakla birlikte faaliyetlerini sürdürebilme potansiyeline sahip olan firmalar kapsam dışında bırakılmıştır.
2) Bankaların “tasfiye olunacak alacak” ile “zarar niteliğindeki alacaklar” hesaplarında izlenen alacakların muhatabı olan firmalar hazine desteği dışında tutulmuştur.
Destek kapsamına alınmayan bur tür firmalar içerisinde, gerekli olan finansal destek verildiğinde faaliyetlerini sürdürebilme imkânına sahip çok sayıda firma bulunmaktadır.
Yapılan düzenlemenin uygulaması için Müsteşarlık KGF ile zeyilname ve bankalar da KGF ile var olan protokollerini yenileyeceklerdir. Söz konusu değişiklik ile KGF ve Banka ilişkisi Yararlanıcı firmalar bazında olumlu sonuçlara ulaşacak ve ülkemizdeki genel ekonomik ve konjonktür açısından, piyasa koşullarının gelişmesinde olumlu ivme yaratacaktır.
Özgür Saygı
CFO Finansal Hizmetler A.Ş. Kurucu Ortağı