Zor zamanlardan geçiyoruz. Bizleri sınayan pandemi ezber bozuyor. Hepimize alışkanlıklarımızı unutmamızı, bundan sonra eskiye dönüşün olanaklar dahilinde olmadığını, olsa bile elle tutulur bir vakit alacağını gösteriyor.
Yaşadıklarımız hayatımızda ekonomik olarak derin izler bırakacak ama bu yazının konusu ekonomi değil. Belki daha sonra bir başka yazıda ekonomik etkilere de değiniriz. Bugün biraz bireysel hayatlarımızı konuşalım istiyorum.
Kısa sürede nelerin aniden değiştiğini veya değişmek zorunda kaldığını gördük. Bu bize insanoğlunun farkında olmadan onlarca yıldır yanlış yollardan nasıl bilinçsizce gittiğini de gösterdi. Eğer pandemi geçtiğinde eski yaşam biçiminize aynen, aynı hızda dönmek istiyorsanız dönebilirsiniz, tabi şartlar elverirse. Bunu kimse engellemez herhalde ama durup biraz ders çıkarmakta bir zarar yoktur diye düşünüyorum.
Bu süreç bir dönem daha devam edecek. Bir süre daha hürriyetimizi daha dar bir alanda yaşayacağız. Neyse ki insanoğlu adaptasyonu kuvvetli bir parçası doğanın. Kolay uyum sağlayabilecek bir karakteri var. Önemli olan bu sürece pozitif bakabilmek, süreci kazanımlarla atlatabilmek, bardağın dolu tarafını görmeye daha fazla çalışmak.
Her şeyden önce düşünün, yıllardır öyle bir koşturuyordunuz ki, ruhlarınız meşhur Kızılderili anektodunda anlatıldığı üzere bedeninizin gerisinde kalmıştı. Artık biraz bekleme zamanı, bekleyin ki ruhlarınız bedeninizi yakalayabilsin. Hatırlayın neler yapardınız eskiden , gençlik yıllarınızda ve artık yapmıyorsunuz, yapamıyorsunuz.
Bence ilk önce tasnifle başlayın evdeki hayatınızı yenilemeye. Dolapların arkasına, çekmecelerin derinliklerine, gardropların üstlerine belki birgün kullanırım diye sıkıştırdığınız, tıktığınız ve yalnızlığına terkettiğiniz herşeyi çıkarın. Bir hesaplayın ne kadar süredir kullanmıyorsunuz onları ve ne kadar süre daha kullanmayacaksınız. Atın safraları hayatınızdan. Ayırın, ihtiyacı olanlar vardır diye düşünüyorsanız, koyun bir torbaya verin gitsinler.
Eskileri karıştırırken yıllardır ihmal ettiğiniz, bir gün vakit bulacağınız hayaliyle sakladığınız anılarınız çıkacak karşınıza. Okul arkadaşlarınızla çıktığınız dar bütçeli tatillerin fotoğrafları, sporcuyken oynadığınız maçların yerel gazetelerde çıkan haberleriyle ilgili kestiğiniz gazete kupürleri, gençlik yıllarında maddi olanaksızlıklar içinde plakçıda kaydettirdiğiniz kasetleriniz, apartmanınızda komşularınızın posta kutularından itinayla çıkarttığınız mektup zarflarından kopardığınız pullar, büyük bir aşkla yazdığınız sevgi kokan şiirler, kendinizi Salvador Dali kıvamında zannederek çizdiğiniz resimler. Çocuklarınız veya daha alt kuşağa iz bırakmak istiyorsanız alın anılarınızı, derleyin, koyun klasörlere. Her zaman görebilmeye hazır hale getirin.
Benim hiç hobim, hiç koleksiyonum olmadı mı diyorsunuz; tam başlama zamanındasınız. Dünyada yüz milyonlarca insan emekli olduktan sonra bir meşgalesi olmadığı için eski iş arkadaşları tarafından terkedilmiş, çocukları tarafından içinden çıkılmış hayatlarında ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Ölümü bekler hale geliyorlar. Emeklilik üreticiliğin durduğu bir dönem değil aslında. Sizler çok büyük bir değere sahipsiniz : Emek ve Tecrübe. Yeni ufuklar için yoğurun bunları.
Bu dönem acısıyla tatlısıyla geçirdiğiniz hayatınızın birikimlerini paylaşmanızın tam vakti. İçinizde bir yazar yatıyor da belki siz farkında değilsiniz. Kısa yazılarla başlayabilirsiniz yazmaya. Alın elinize kalemi. Yazdığınız cümleler belki de bir süre sonra elinize alacağınız kitabın ilk satırları, kimbilir.
Yediğinize içtiğinize dikkat edin. Mutfağa yakın olmak demek, mutfakta yaşamak anlamına gelmiyor. Şu dönem evlerimizde baş aşçılarız ama bu birçoğumuzun esas mesleği değil. Hobi olarak tabi ki yemek yapın ama ölçüyü kaçırmayın.
Günlük disiplini elden bırakmayın. Sabah her zaman kalktığınız saatte kalkın, giyinin, odanızı havalandırın, kahvaltınızı edin ve güne eskiden nasıl başlıyorsanız öyle başlamaya devam edin. Tatilde değiliz, yalnızca iş, aile ve sosyal hayatlarımızı evde yaşadığımız bir dönemdeyiz. Yataktan öğleden sonra kalkıp, gün ağarırken yatarak hayatınızı atipik bir düzene sokmayın. Unutmayın, insanoğlu doğanın kurallarına başkaldırısının cezasını çekiyor bugün.
Birçoğunuz işlerinizi evinizde bilgisayar başında yürütmeye çalışıyorsunuz. Zaman zaman işyerinde yaptığınız mesaiden daha uzun süre çalışıyorsunuz hatta. Çalışmakta sorun yok ama mola yapmayı unutmamak gerek. Molalarda bilgisayar başından kalkıp vücudunuzu da çalıştırmalısınız. Ufak egzersizler, boyun ve sırt hareketleri çok faydalı olacaktır. Hele evinizin çevresinde yürüyüş yapabileceğiniz bir ortam varsa, sosyal mesafeyi korumak kaydıyla açık hava yürüyüşlerini ihmal etmemelisiniz..
Bu süreçte bir sınava tabi tutuluyoruz aslında. Ailelerimizi yeniden tanıma, aile fertleriyle daha çok zaman geçirebilme sınavı. En önemlisi de birbirimize dayanabilme gücümüzü test ediyoruz bir anlamda. Artık bir süreliğine de olsa eşinize evin sorumluluğunu yıkarak kaçtığınız bir iş yeriniz yok büyük oranda. Çocuklarınızla tanışın; onların sorumluluğu da para verip gönderdiğiniz okullardaki eğitmenlerde değil bu aralar. Gün bakış açınızı değiştirme günü. O aile değil mi, büyük bir aşkla evlendiğiniz eşinizle kurduğunuz ve sevginizin meyvesi çocuklarınızla tatlandırdığınız. O zaman onların külfet olduğu fikrini atın kafanızdan bir an evvel. Belki bir daha sahip olamayacağınız, ailenizle daha çok zaman geçirme fırsatını kaçırmayın.
Gelelim son olarak insanı insan yapan, doğadaki diğer canlılardan bizi ayırdığı için böbürlendiğimiz, olmasaydı türümüzün çoktan yok olmuş olacağı en önemli özelliğimiz; Düşünmek. Bu süreçte çok düşünelim, iyi düşünelim, derin düşünelim. Düşünelim niye bu durumdayız. Tüm canlılar her zamanki hayatlarını yaşamaya devam ediyorlar da biz niye duvarların arkasındayız. “ Neden doğa milyarlarca yıldır olduğu gibi döngüsünü sıradan gibi görünen bir olağanüstülük içinde yaşıyor da biz şu an bu denklemin içinde yokuz?” Bu sorunun cevabı herkese göre değişecektir. Ama düşüncelerimiz sonucu ortaya koyacağımız çabalarımızdan, elbet bir gün sonuç alınacaktır.
Kalın sağlıcakla !
Taylan Ahıskal
CFO Finansal Hizmetler A.Ş. Kurumsal İlişkiler Direktörü