fbpx

Pandemi nedeniyle bir yıl ertelenmek zorunda kalan olimpiyat oyunları “2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları” adı değiştirilmeden 23 Temmuz – 08 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşti. Ardında izleyenler için heyecan dolu anılar ve yeni rekorlar bıraktı.

Ülkemiz için bazı ilklerin gerçekleştiği olimpiyat oyunlarında kadın sporcularımızın aldığı başarılar, okçuluk dalında gerçekleşen bir ilk unutulmayacak şekilde tarihte yerini almış odu. Tokyo 2020 Olimpiyatları’nda Türkiye, olimpiyat tarihi içinde toplam 100 madalyayı geçmiş ve 13 madalya alarak, 1948 olimpiyatlarında aldığımız 12 madalya rekorunu da böylece kırmış oldu.

1896’dan bu yana gerçekleştirilen 29 olimpiyat organizasyonunun 23’üne katılmış olan ülkemiz, ilk katılımını 1908 yılında Osmanlı İmparatorluğu adına Aleko Mulos adında Galatasaray Lisesi öğrencisi bir sporcuyla gerçekleştirmişti. Olimpiyata katılan ilk kadın sporcularımız olan Halet Çambel ve Suat Fetgeri Aşeni 1936 Berlin Olimpiyatları’nda eskrim dalında ülkemizi temsil etmişti. 1936 yılında başlayan bu serüven 2012 yılında başka bir boyuta taşındı ve Londra Olimpiyatları’na ülkemiz 100 üzeri sporcuyla katılma başarısı gösterdi. Ülkemizi temsil eden 114 sporcumuzun 66’sının kadın sporculardan oluşması ve olimpiyat tarihimizde kadın sporcularımızın sayısının erkek sporcularımızdan fazla olduğu tek organizasyon olması 2012 Olimpiyatları’nın ayırıcı bir özelliği olarak istatistiklere kaydoldu.

Bu yıl olimpiyatları madalya sıralamasında 35. bitiren Türkiye, ilk madalyalarını 1936 Berlin Olimpiyatları’nda almıştı. 1936 Olimpiyatları, Adolf Hitler’in ABD’li siyahi bir atlet olan Jesse Owens’ın 100 metre koşusunda şampiyon olmasının ardından stadyumu terk etmesiyle tarihe geçmişti.

1936 BERLİN OLİMPİYAT OYUNLARI JESSE OWENS 200 METRE FİNALİ

Şimdi konumuzu biraz değiştirerek, G20 hakkında bilgi vermek istiyorum. “Yirmiler Grubu” denilen G20, 1999 yılında oluşturulmuş, dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerini bir araya getiren; dünya ekonomisinin %85’ini ve nüfusunun üçte ikisini temsil eden bir platformdur. Ekonomik istikrardan sürdürülebilir büyümeye, oluşabilecek finansal krizleri önlemek için düzenlemeler yapmaktan finansal yapıların modernizasyonunu sağlamaya kadar birçok hedefi bulunmaktadır.

Şu soruyu duyar gibiyim “Olimpiyat oyunlarıyla G20 platformunun alakası ne?”. 2020 Tokyo Olimpiyatları’ndan hareketle bazı rakamları değerlendirelim. Bu yıl olimpiyatlarda madalya sıralamasında ilk 20’de bulunan ülkelerin 12 tanesi G20 üyesi. Kalan 8 ülkeden Hollanda, Macaristan, Polonya ve Çekya G20’de üye olarak geçen Avrupa Birliği Komisyonu tarafından temsil edilmekte. Geriye kalan ülkelerden Norveç, ülkede 2 kere AB üyelik oylaması yapılmasına rağmen, halkın egemenlik hakları ellerinden gideceği düşüncesiyle, üyeliği reddetmiş bir ülke. Bu nedenle G20’de temsil edilmemekte. Yeni Zelanda, Küba ve Kenya da spora önem veren ülkeler olmalarına rağmen nispeten küçük ekonomileri nedeniyle G20 listesinde bulunmamaktadır.

Şimdi senaryoyu tersten işletelim. G20 üyesi olup da olimpiyatlarda madalya sıralamasında ilk 20’de yer almayan ülkelere bakalım. G20 üyelerinden Arjantin 72., Endonezya 55., Güney Afrika 52., Hindistan 48., Meksika 84. Ve Suudi Arabistan 77. sırada olimpiyatları tamamladılar. Ülkemiz G20 üyesi olup da madalya sıralamasında ilk 20’ye girememesine rağmen diğer 7 ülkeye göre daha üst sıralarda yer bularak yarışmaları 35. sırada bitirdi. Peki, ekonomileri büyük olan bu 8 ülkenin sporda, ekonomik büyüklükleri kadar yukarıda yer alamamalarında neler etkili olmuş olabilir?

Laik Cumhuriyetimizi dışında tutarak, acaba İslamiyet ile yönetilen Suudi Arabistan ve Endonezya’da kadına verilen önemin az olduğundan yola çıkarak, sporda kadın başarısından yoksun kalmalarının etkisi olduğunu düşünsek, hata mı etmiş oluruz? Diğer yandan spora yapılan yatırımların rakip ülkelere oranla daha az olduğu gerçeğini de atlamamamız gerekir. Güney Afrika, Hindistan örneklerini incelediğimizde bulundukları coğrafyada etnik karışıklığın ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin yüksek olduğu göze çarpmaktadır. Arjantin ve Meksika örneklerindeyse gelir dağılımı adaletsizliği yanında ekonomik darboğazların insana olan yatırımı engelleyici faktör olarak karşımıza çıktığı görülür.

G20 ve Olimpiyat ilişkisine biraz da “ev sahipliği” perspektifinden bakalım. Bugüne kadar gerçekleşen 29 olimpiyat oyununda en fazla ev sahipliğini 4 olimpiyat ile ABD gerçekleştirmiş. 3 olimpiyat oyunuyla Birleşik Krallık 2. sırada gelirken, Fransa, Almanya, Yunanistan, Avusturalya ve Japonya 2’şer ev sahipliği ile 3. sırayı paylaşıyorlar. Bugüne kadar ev sahipliği yapmış 18 ülkenin hepsi G20 toplantılarına doğrudan veya Avrupa Birliği Komisyonu aracılığıyla katılan üyelerden oluşuyor. Yani G20’de olmayan hiçbir ülke bugüne kadar olimpiyatlara ev sahipliği yapmamış. G20 üyesi olup, olimpiyatlara ev sahipliği yapmamış ülkeleri listelediğimizde Arjantin, Endonezya, Güney Afrika, Hindistan, Suudi Arabistan ve Türkiye çıkıyor karşımıza. Ne kadar ilginçtir ki bu liste 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda G20 üyesi olup, madalya sıralamasında ilk 20’de yer almayan yukarıda bahsini ettiğim ülkelerle aynı. Ayrıca bugüne kadar hiçbir Müslüman ülke olimpiyatlara ev sahipliği yapmamış. Türkiye 2000, 2004, 2008, 2012 ve 2020 olimpiyatları olmak üzere 5 organizasyona aday olmuş ama hiç seçilememiş. Bu konu da ayrıca irdelenmesi gereken bir konu.

Ülkemizde yıllar içinde spora yapılan yatırımın tüm dallarda olmasa bile genel olarak yıllar içinde arttığını görüyoruz. Yapılan yatırımın tüm spor dallarına yayılması, ülkemizi daha üst sıralara çıkaracaktır inancındayım. Medyamıza bu konuda çok görev düşüyor. Sporun hangi dalında olursa olsun elde edilen başarılar yazılı, sözlü ve dijital basında göze batacak şekilde yer almalı ki yeni nesil üzerinde teşvik edici etkisi olsun.

Toparlarsak, ekonomik gücü yüksek olan ülkelerin ağırlıklı olarak sporda başarılı olduğunu gözlemliyoruz. Sporda başarı, spora ve sporcuya yatırım yapmaktan geçmektedir. Ekonomik gücün etken olduğu unutulmamakla beraber, ülkelerde oluşmuş spor kültürü, yaşanan coğrafyanın dingin olması, inançlar ve kadına verilen önem de spor arenasında ülkeleri konumlandırmaktadır. Sonuç olarak, ülke yönetimleri tarafından desteklenmeyen spor faaliyetleri elde edilmesi istenen başarıları bir hayal olmaktan ileriye götürmeyecektir.

Taylan AHISKAL
24/08/2021

Yorum yapın