KONKORDATO NEDİR? – DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR!
A) Konkordato Nedir?
Borçlarını ödemede zorlanan, borçlarını ödeyemeyen borçlunun (firmalar ve şahıslar), alacaklıları ile uzlaşarak, borçlarının tamamını veya bir kısmını ödeyebilmesi için, faaliyet sürekliliğini sağlayabilmesi, sahip olduğu varlıklarını eder değerinden satarak borç ödemesinde kullanabilmesi için, hukuki koruma altına alınmasıdır.
Konkordatoya Sebep Olan Hususlar Nelerdir?
İçinden geçtiğimiz dönemde, nice senelerin firması, müsaade edildiği taktirde faaliyetlerini sürdürebilme potansiyeline sahip her biri ülkemizin değeri olan firmalar,
– Alacak kalitelerinin düşmesi, alacaklarının tahsilinde sorun yaşamaları,
– Bankaların kredi verme heveslerinin azalması ve hatta kredi vermez bir noktaya gelmeleri, kapanan kredilerin tekrar kullanımında zorlanılması,
– Banka faizlerinin yaklaşık 2 katına yükselmesi nedeniyle, finansman giderlerinin yönetilebilir düzeyin üzerine çıkması,
– Sahip oldukları mal varlıklarını, satmakta zorlanması ve bu nedenle sermaye yaratma kabiliyetlerinin kısıtlanması,
– Daralan ekonomi nedeni ile satış hacimlerinin düşmesi,
– Artan maliyetler nedeniyle işletme sermayesi ihtiyaçlarının artması,
– Kur, faiz ve maliyet artışı nedeniyle yükümlükleri artarken, varlıklarının değer yitirmesi, varlıklarının borçlarını karşılayabilme imkanının azalması,
– Tedarik vade ve imkanları zorlaşırken, satışların düşmesi alacak tahsil vadelerinin uzaması ve alacaklarda yaşanan bataklar,
Nedenleri ile mali sıkıntı yaşamaktadır. Borçlarını ödeyemez noktaya gelen bu firmalar, alacaklılarının hacizlerine muhatap olmakta ve faaliyetlerini sürdüremez, varlıklarını eder değerlerinden satamaz bir noktaya gelmektedir.
Konkordato, bu firmalar için, hukuki zeminde koruma kalkanı oluşturmakta ve firmaların karşılaştıkları tehditleri kaldırarak, faaliyetlerini sürdürmesine olanak sağlamaktadır.
Konkordatoya Kimler Başvurabilir?
– Borçlarını vadesinde ödeyemeyen (aciz durumu) veya varlıkları (aktif), borçlarını (pasif) karşılayamayan (borca batık) herhangi bir borçlu konkordatoya başvurabilir.
Konkordato neyi amaçlar?
– Özünde ve ruhunda, alacaklılar ile uzlaşmayı öngörür. Alacaklılar ile uzlaşamayan firmaların sonu iflastır.
– Temelinde uzlaşma olan konkordato sürecinin doğru yönetilebilmesi için, firmaların/şahısların öncelikli olarak samimi ve doğru olması gerekmektedir.
B) KONKORDATO SÜREÇLERİ
I) KONKORDATOYA BAŞVURMADAN ÖNCE YAPILMASI GEREKENLER – HAZIRLIK SÜRECİ
Mali Yapının Doğru Olarak Analiz Edilmesi ve Karşılaşılabilecek Finansal Risklerin Belirlenmesi Nakit Akış Projeksiyonunun Oluşturulması
Firmalarımızda karşılaştığımız en büyük sorun, finans yönetiminde kısa dönem ödemeler dengesini dikkate almaları ve kısa süreli borçlarının ödemesine odaklanmalarıdır.
Güncel borç ve alacak rakamlarına dahi hakim olamayan firmalarımızın sayısı haliyle fazladır.
Oluşmuş alacak ve borçlara odaklanmak yeterli değildir. Faaliyetlerin sürdürülmesi durumunda, o tarihten itibaren gerçekleştirilecek satışlar, alımlar, karlılık, tahsilat ve ödeme vadeleri dikkate alınarak oluşturulacak dinamik nakit akışından gelecek artı ve eksiler değerlendirmeye alınmamaktadır.
Mevcut ödemeler dengesine ilave olarak, dinamik nakit akışının tahmin edilmesi, konkordatoya başvuru kararının alınmasında önemlidir. Bu yapılmadan, konkordatoya başvuru kararı almak, konkordato sürecinde yaşanacak ilave zorlukları dikkate almadan değerlendirme yapmaya neden olmaktadır.
Konkordato, her ne kadar hukuki koruma sağlamakta olsa da, konkordato sürecinin komiser ve mahkeme denetiminde olacağının ve alacaklılar tarafından itirazlara maruz kalınacağının, eğer doğru yönetilemez ise iflasa kadar gidileceğinin iyi anlaşılması gerekir.
Bu nedenle, firmaların mali yapısına ve nakit akışına hakim olması önemlidir.
Nakit akışı projeksiyonun doğru yapılması, konkordatoya başvurmadan yapılabileceklerin de değerlendirilebilmesine imkan sağlayacaktır.
Konkordato Hazırlık Süreci
– Konkordatoya başvurmadan önce, borç vade uzatımının denenmesi, bankalarla ilave kredi imkanlarının yaratılması veya mevcut kredilerin yapılandırmasına dair görüşmeler, potansiyeli olan, samimi ve doğru olarak kendisini ifade edebilen firmalar için önemli faydalar sağlamaktadır.
– Konkordato sürecinde, komiser ve mahkeme onayı olmaksızın mal varlığı satışının yapılamayacağı dikkate alındığında, diğer alacaklıların itirazlarına maruz kalınabileceği de dikkate alınarak, sahip olunan mevcut gayrimenkullerin gerektiğinde vefa hakkı (geri alım veya satışı hakkı) tesis edilerek bankalar ile risk düşümü ve yapılandırma konusunda uzlaşma yoluna gidilmesi konusu mutlaka değerlendirilmelidir.
– Yine son dönemde bankalar tarafından, firmaların desteklenmesine dair alınan ortak kararlar, banka borçlarının yapılandırılması ve bankalar tarafından firmanın koruma altına alınması adına önemli sonuçlar doğurmaktadır. Konkordato alınmaksızın bu yöntemin değerlendirilmesi gerekir.
– Nakit akışı projeksiyonun her türlü karşılaşılabilecek kısıta karşı oluşturulması, firmanın doğru karar alması ve alacaklıları ile bir matematik üzerinden uzlaşması adına önemlidir. Maalesef, ülkemizde nakit akışının oluşturulması ve doğru analiz edilmesi alanında yetişmiş teknik finansçıların olmaması bir dezavantaj oluşturmaktadır.
– Mali sıkıntıya maruz kalan firmalarımız maalesef, etraflarında çok bilen kişilerce yanlış yönlendirilmekte ve çoğu zaman yanlış değerlendirmeler ile konkordatoya başvurmaktadır. Konkordatoya başvurmadan önce yapılabileceklerin doğru matematik ile değerlendirilmesi, maruz kalınacak zararların önüne geçecektir.
II) KONKORDATOYA BAŞVURU
Konkordatoya başvurma kararı alındığında, aşağıdaki raporları ve belgelerin hazırlanması gerekmektedir. Konkordato başvurusu, belirtilen rapor ve belgeler ile birlikte hazırlanacak dilekçe ile bölge yetkili Asliye Ticaret Mahkemesine yapılır.
Konkordatoda İstenen Belge, Bilgi ve Raporlar
Bu raporların ve belgelerin mahkemeye verilmeden önce özen ile hazırlanması, konkordato geçici mühleti alındıktan sonra komiser ve mahkemenin yapacağı incelemeler ve denetimlerde güven oluşturacaktır. Alacaklılar tarafından maruz kalınacak itirazların bertaraf edilmesi adına da önemlidir.
Başvuru öncesinde özellikle mali tabloların açıklanabilir ve anlaşılır olabilmesi için titiz davranılmalıdır.
Konkordato Başvurusu Öncesinde Değer Tespiti
Başvuru öncesinde, alacak ve borç mutabakatı yapmış olmak, stok sayımı ile stok değerinin belirlenmesi önemle önerilir.
Firma ve kefillere ait gayrimenkullerin ve makine teçhizatların, SPK lisanslı ekspertiz firmalar tarafından değer tespitinin yapılması faydalıdır.
a) Konkordato Ön Projesi (İyileştirme Planı – Ödeme Planı)
Firmanın tanıtımının yapıldığı, kabiliyetlerinin, geçmiş dönem performansının anlatıldığı, mali sıkıntı yaşamasının ve konkordatoya başvurma nedeninin açıklandığı, fon yaratma kabiliyetinin ortaya konularak, alacaklılara yapılacak ödemelerin nasıl ve hangi kaynaktan gerçekleştirileceğinin izah edildiği rapordur.
Konkordato Ön Projesi Raporu Neleri İçerir?
– Genel tanıtım bilgileri
– Ticari Geçmiş
– Faaliyet Döngüsü
– Üretici Firmalarda Üretim Tesisleri, Üretim Süreçleri ve Üretim Kapasite Hakkında Bilgiler
– Gerçekleştirilen Yatırımlara Dair Bilgiler
– Banka Borçları ve Teminat Koşulları
– Ticari ve diğer alacak ve borçların tutar ve vade detayı
– İmtiyazlı alacaklılar listesi
– Duran varlıkların defter değeri ile rayiç değerleri
– Firma ve kefillere ait gayrimenkul listesi/ipotek ve haciz detayları
– Son 3 tam yıl ve başvuru tarihinden maksimum 45 gün öncesine ait mali tablolar ve analizleri
– Maksimum 45 gün öncesine ait bilanço ve gelir tablosunu dikkate alınarak oluşturulacak rayiç değer tablosu
– Hedeflenen faaliyet performansı dahilinde oluşturulacak hedef proforma gelir tablosu ve borçların nasıl ödenebileceğine dair oluşturulacak nakit akış projeksiyonu
Raporda yer alması gereken konu başlıklarıdır. Aşağıdaki diğer maddelerde istenen kimi belgelerin rapor içinde de yer alması, yeknesak bir anlatım için faydalı olacaktır.
Konkordatoya başvurmadan önce başvurma kararı verilirken hazırlanması önerilen nakit akışı projeksiyonu, görüldüğü üzere, iyileştirme projesinin de önemli bölümünü oluşturmaktadır.
Konkordato projesi, sahip olunan varlıklar ve faaliyetlerin sürdürülmesi ile sağlanacak fonlar ile borçların nasıl ve ne kadarının ödenebileceğinin anlatıldığı rapordur. Firmanın ödeme kabiliyeti el verdiği ölçüde, borç tamamen veya kısmen ödenebilecektir. Önemli olan, alacaklılar ile teklif edilen ödeme şekli üzerinde mutabakat sağlanabilmesidir.
b) Borçlunun Mal Varlığının Durumunu Gösterir Belgeler
Borçlu defter tutmaya mecbur kişilerden ise Türk Ticaret Kanununa göre hazırlanan;
– Son bilanço,
– Gelir tablosu,
– Nakit akım tablosu,
– Hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar,
– Ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri,
– Borçlunun mali durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler,
– Maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler,
– Tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler.
c) Alacaklılar Listesi
– Alacaklıları,
– Alacak miktarlarını
– Alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste. (İİK m. 206)
d) Muhtemel Ödeme Tablosu
Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo.
e) Bağımsız Denetim Kuruluşu Tarafından Hazırlanan Finansal Analiz Raporu
Sermaye Piyasası Kurulu veya Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanakları.
Bu şart 3/6/2011 tarihli ve 635 sayılı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesi kapsamında küçük işletmeler bakımından uygulanmaz. (Elli kişiden fazla çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan (bilanço aktif toplamı) herhangi biri 25 milyon TL’yi aşan firmalar için uygulanır.)
III) KONKORDATO GEÇİCİ MÜHLETİ
SÜRE – Gerekli belge ve bilgilerin doğru olarak mahkemeye (Asliye Ticaret Mahkemesi) sunulması ile derhal konkordato geçici mühleti alınır, bu süre 3 aylık bir süredir. Mahkeme tarafından borçlunun sunduğu belge ve bilgilerin doğruluğunun teyidinin yapılması, kasasının kontrol altına alınması adına mahkeme tarafından komiser (alacaklı sayısı ve alacak tutarı dikkate alınarak 3 komisere kadar atama yapabilir) tayin edilir. Komiserin ve mahkemenin değerlendirmesine bağlı olarak bu süre 2 ay daha uzatılabilir.
Geçici mühlet koşullarının bulunmadığını tespit eden mahkeme, borçlunun konkordato başvurusunun reddine karar vermekle yetinecek olup, işletmenin iyileşme ümidi olmadığını görse bile iflasa karar vermeyecektir. (Her ne kadar, böyle bir düzenleyici madde oluşturulmuş olsa da, uygulamada, gerekli belge ve bilgilerin tam olması durumunda, mahkeme, geçici mühlet kararını derhal vermektedir. Bilirkişi değerlendirmesine bu süreçte başvurmamakta ve görüş beklememektedir. Önceki konkordato mevzuatında geçici mühlet kararı öncesinde, talebin değerlendirilmesi için bilirkişi görevlendiriliyor ve konkordato geçici mühlet kararının alınması uzuyordu. Bu ise, konkordato başvurusundan haberdar olan alacaklıların, derhal alacaklarının tasfiyesi için icra yoluna başvurmasına neden oluyor ve hacizler nedeniyle firmaların faaliyetleri olumsuz etkileniyor ve durma noktasına geliyordu.)
Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir. Bu durum 288 inci madde uyarınca ilan edilir ve ilgili yerlere bildirilir.
KOMİSERİN GÖREVLERİ
– Komiserin temel görevi konkordatonun başarı şansı ve ön projenin makul ve hayata geçirilebilir olup olmadığını belirlemektir.
Bununla birlikte;
– Talepte bulunanın malvarlığı durumunu ve geçici mühlet içerisinde malvarlığında meydana gelebilecek olası gelişmeleri tespit etmek.
– Borçlunun geçici mühlet içerisindeki faaliyetlerine ve işlemlerine nezaret etmek.
– Borçlunun geçici mühlet içerisindeki faaliyetlerini ve işlemlerini denetlemek.
– Alacaklıların menfaatlerini korumak.
– Borçlunun malvarlığının eksilmesini engellemek.
– Kesin mühlet kararının oluşması için yazılı raporunu düzenlemek.
– Süreç içerisinde konkordatonun başarıya ulaşma ihtimalinin olmadığının ortaya anlaşılması halinde durumu derhal mahkemeye rapor etmek komiserin görevleridir.
Geçici Mühlet Kararından Sonra Borçlunun Yapamayacağı Eylemler
BORÇLU, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren;
– Rehin tesis edemez,
– Kefil olamaz,
– Taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Aksi halde yapılan tüm bu işlemler hükümsüzdür. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır. Borçlu, bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa mahkeme, borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir ya da geçici mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar verir. Bu durum 288 inci madde uyarınca ilan edilir ve ilgili yerlere bildirilir.
KORUMA KALKANI
– Geçici mühlet, kesin mühlet sonuçlarını doğurur. Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı (işçi ve nafaka alacağı) imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur. (Her ne kadar faiz işlemesi durur denilse de, konkordato alacaklılar ile nihayetinde anlaşma öngören bir müessesedir. Alacaklılar kabul ettikten sonra, borcun illaki tamamı değil bir kısmının ödenmesi üzerine dahi anlaşma yapılabilir.).
Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür.
Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.
Borçlu tarafından yapılmış sözleşmelerde, sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hale getireceğine ilişkin hükümler, borçlunun konkordato yoluna başvurması durumunda uygulanmaz. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez.
Borçlu, tarafı olduğu ve konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen sürekli borç ilişkilerini, komiserin uygun görüşü ve mahkemenin onayıyla herhangi bir zamanda sona erecek şekilde feshedebilir. Bu çerçevede ödenmesi gereken tazminat, konkordato projesine tabi olur. Hizmet sözleşmelerinin feshine ilişkin özel hükümler saklıdır.
Mahkemenin maddi hukuktan doğan hakların kullanılmasını engelleyen tedbir kararı vermesi kanunda açıkça öngörülmedikçe mümkün değildir.
Örneğin;
Bankalar, kredi borcunun vadesinde ödenmemesi durumunda, hesabı kat ederek temerrüde düşürebilir.
Alacaklı borçluya ait elinde tuttuğu para veya menkul için hapis hakkını kullanabilir,
Alacaklı alacağını başka birisine temlik edebilir,
Alacaklı kambiyo senedinden ötürü protesto çekebilir, elindeki çeklerde karşılıksız tespiti yaptırabilir (tartışmalı)Konkordato süreci alacaklının kefillere başvurusunu engellemez.(Bu nedenle, kimi durumlarda konkordato sürecine kefillerin de dahil edilmesi gerekebilir.)
IV) KESİN MÜHLET SÜRECİ
Mahkeme, kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde verir.
Kesin mühlet hakkında bir karar verilebilmesi için, mahkeme borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet eder. Geçici komiser, duruşmadan önce yazılı raporunu sunar ve mahkemece gerekli görülürse, beyanı alınmak üzere duruşmada hazır bulunur. Mahkeme yapacağı değerlendirmede, itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini de dikkate alır.
SÜRE – Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya bir (1) yıllık kesin mühlet verilir. Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı (6) aya kadar uzatılabilir. Borçlu da bu aynı hüküm uyarınca uzatma talebinde bulunabilir; bu takdirde komiserin de görüşü alınır. Her iki halde de uzatma talebi kesin mühletin sonra ermesinden önce yapılır ve uzatma kararı vermeden önce, varsa alacaklılar kurulunun da görüşü alınır.
Konkordatonun başarıya ulaşması ile kastedilen husus, konkordato talebinde bulunanın mali durumunun düzelmesinin mümkün olup olmadığı veya konkordato teklifinin tasdik şartlarının yerine gelip gelmeyeceğidir. Bu gerekçeden hareketle, borçlunun mali durumunu iyileştirebileceğini yaklaşık olarak ispatlaması halinde, konkordatonun başarıya ulaşma (alacaklılarının olurunu alarak projenin onaylanması-tasdik) ihtimali mümkün gözükmese bile kesin mühlet süresinin verilmesi gerekmektedir.
Özetle, borçlu kesin mühlet süresini alabilmek için, mali durumunun iyileştirilebileceğini veya teklif ettiği konkordatonun (alacaklıları tarafından da) tasdik edileceğini inandırıcı bir şekilde ispat etmekle yükümlüdür.
Kesin mühletin verildiği kararda, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar verir ve dosyayı komisere tevdi eder.
ALACAKLILAR KURULU
– Mahkemece, kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi (7) alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir.
Bu durumda alacakları, hukuki nitelik itibarıyla birbirinden farklı olan alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar, alacaklılar kurulunda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilir.
Hukuki nitelikleri büyük ölçüde birbirine benzer alacaklar, aynı alacaklı sınıfında yer alır. Rehinli alacaklılar, rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları bakımından ayrı bir sınıf olarak kabul edilir.
En az üç alacaklı sınıfı bulunması kaydıyla, alacaklı sayısının iki yüz elliyi veya alacak miktarının yüz milyon Türk Lirasını aşması halinde alacaklılar kurulunun oluşturulması zorunludur.
Alacaklılar kurulu oluşturulurken komiserin de görüşü alınır.
Alacaklılar kurulu her ay en az bir kere toplanır ve hazır bulunanların oy çokluğuyla karar alır. Komiser bu toplantıda hazır bulunarak alınan kararları toplantıya katılanların imzasını almak suretiyle tutanağa bağlar. Alacaklılar kurulu, komiserin faaliyetlerine nezaret eder; komisere tavsiyelerde bulunabilir ve kanunun öngördüğü hâllerde mahkemeye görüş bildirir.
Alacaklılar kurulu komiserin faaliyetlerini yeterli bulmazsa, mahkemeden komiserin değiştirilmesini gerekçeli bir raporla isteyebilir. Mahkeme bu talep hakkında borçluyu ve komiseri dinledikten sonra kesin olarak karar verir.
KONKORDATO PROJESİNİN TASTİĞİ
– Kesin mühlet süreci, konkordato projesinin (borcun nasıl ve ne şekilde ödeneceğinin) alacaklıların onayına sunulacağı süreçtir.
Konkordato projesi;
– Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını Veya
– Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini,
aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.
Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz.
Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar.
Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir.
Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhal imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi (7) gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur.
Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi (7) gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.
Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar.
Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her halde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır.
Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilan edilir.
İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilana yazılır.
Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı (6) aydan fazla olamaz.
Konkordato Projesinin Tastiği Hangi Şartlara Bağlıdır?
302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
– Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
– Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
– Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
– 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
– Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Konkordato Projesinin Mahkemece Yetersiz Bulunması Hali
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir. Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir.
Kararda, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilebilir.
Bu takdirde kayyım, borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki (2) ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor verir; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler.
Tasdik kararı mahkemece, 288 inci madde uyarınca ilan olunur ve ilgili yerlere bildirilir.
REHİNLİ MALLAR ÜZERİNDEKİ TEDBİRİN UZATILMASI
– Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir (1) yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
– Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
– Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır.
– Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Rehinli malın muhafazası ve paraya çevrilmesinin ertelenmesi halinde satış isteme süresi işlemez.
Rehinli alacaklılar yazılı görüşlerini konkordatonun tasdikine ilişkin duruşmadan önce sunmaya davet edilirler; bu alacaklılar ayrıca tasdik duruşmasına çağırılırlar.
Borçlu, rehinli malı rızasıyla devreder, iflas eder veya ölürse, erteleme kendiliğinden hükümsüz hale gelir.
Konkordatoyu tasdik eden mahkeme, ilgili alacaklının talebi üzerine ve borçluyu da davet ederek aşağıdaki hallerden birinin varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi kaydıyla erteleme kararını kaldırır.
Borçlu ertelemeyi yanlış bilgiler vermek suretiyle elde etmişse.
Borçlunun serveti ve gelirleri artmış ve borçlu, ekonomik varlığını tehlikeye sokmadan borcu ödeyebilecek hale gelmişse.
Rehinli malın paraya çevrilmesi borçlunun ekonomik varlığını artık tehlikeye sokmayacaksa.
Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288 inci madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir.
Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde mahkeme, borçlunun iflasına resen karar verir.
Özgür Saygı
CFO Finansal Hizmetler A.Ş. Kurucu Ortağı